Sosyal Medya

Güncel

Mehmet Ocaktan: Amerika’nın Suriye’de ne işi var demeli miyiz?

Rusya’ya bilgi vererek yaptığı tek seferlik füze atışı önemsiz olmamakla birlikte, sorunu çözecek ve acıyı dindirecek nitelikte değil. Zira ABD’nin Suriye politikasının değiştiği, ya da değişeceği yönünde şu ana kadar ortaya çıkmış somut işaretler yok. Daha doğrusu, bu konuda bir politikasının olup olmadığı bile bilinmiyor. Muhtemelen Trump içeride kendisine yönelen hamleleri biraz olsun savuşturmak ve ABD’nin Suriye denkleminde hala önemli bir güç olduğunu dünya kamuoyuna göstermeyi amaçlamış olabilir.



GeçtiÄŸimiz Cuma sabahı 59 Amerikan Tomahawk füzesinin Suriye’nin Åžayrat hava üssünü vurması, Türkiye açısından yeterli olmamakla birlikte memnuniyet vericiydi. Çünkü Ä°dlib’te Rusya-Suriye ittifakıyla gerçekleÅŸen sarin gazı katliamı insanlık adına utanç verici bir vahÅŸet tablosuydu.
 
Trump’ın bu hamlesi Ä°ngiltere, Fransa, Türkiye Suudi Arabistan ve Ä°srail tarafından olumlu karşılanırken, Rusya ve Ä°ran’ın canını sıktı. Açıkçası bu tablo, Amerika’nın Suriye’de etkin rol alması yönündeki beklentinin hayli yüksek olduÄŸunu gösteriyor.
 
Gördük ki sadece ülkeler bazında deÄŸil, aynı zamanda Türk medyası da Amerika’nın Suriye’de iÅŸlere vaziyet etmesini bekliyormuÅŸ. Bir anda Rusya ekseninden Amerikan aklına evrilen hemen bütün yorumlarda “Trump’ın bu hamlesi sonrasında artık Suriye sahasının eskisi gibi olmayacağı ve dengelerin deÄŸiÅŸeceÄŸi”nin altı çizildi.
 
KuÅŸkusuz Amerika’nın Suriye’ye müdahalesi öyle yadırganacak bir durum deÄŸil, zira Esad’ın sergilediÄŸi vahÅŸeti durdurmak için yapılan her katkının insani anlamda bir deÄŸeri var. Çünkü doÄŸal olan, eÄŸer bir yerde insanlık dramı yaÅŸanıyorsa uluslararası camianın kanayan bu yarayı durdurmak için elini taşın altına sokmasıdır. Gerçi uluslararası güçlerin gerek terör, gerekse yaÅŸanan insanlık dramları konusunda karnesi hiç de iyi deÄŸil. Maalesef BM dahil, dünya güçleri acı kendilerine ulaÅŸmadan kılını bile kıpırdatmıyor.
 
***
 
Dolayısıyla Amerika’nın Rusya’ya bilgi vererek yaptığı tek seferlik füze atışı önemsiz olmamakla birlikte, sorunu çözecek ve acıyı dindirecek nitelikte deÄŸil. Zira ABD’nin Suriye politikasının deÄŸiÅŸtiÄŸi, ya da deÄŸiÅŸeceÄŸi yönünde ÅŸu ana kadar ortaya çıkmış somut iÅŸaretler yok. Daha doÄŸrusu, bu konuda bir politikasının olup olmadığı bile bilinmiyor. Muhtemelen Trump içeride kendisine yönelen hamleleri biraz olsun savuÅŸturmak ve ABD’nin Suriye denkleminde hala önemli bir güç olduÄŸunu dünya kamuoyuna göstermeyi amaçlamış olabilir.
 
Åžu muhakkak ki Amerika’nın tek atışlık hamlesi, Esad’ın katliam iÅŸtahını durdurmaya yetmeyecektir. Suriye’de bundan sonra neler olur, Amerika ve Rusya birbirinin ayağına basmadan bölgede ne tür geliÅŸmeler olur onu zaman gösterecek.
 
Ama esas tuhaf olan, Suriye’deki güç dengelerini doÄŸru okumak gibi bir zahmete katlanmadan özellikle Türkiye’de yaÅŸanan savrulmalardır. Daha düne kadar Rusya ile yapılan ittifakın Suriye’de dengeleri deÄŸiÅŸtireceÄŸini, yani Türkiye-Rusya-Ä°ran üçlüsünün bölgede barışı saÄŸlayacağı yönünde iddialı analizler yapanlar daha analizlerinin mürekkebi kurumadan Amerika ile ilgili ‘kurtarıcı’ analizleri yapmaları ibret verici bir tablo ortaya çıkarmış bulunuyor.
 
Ä°ÅŸte bu anlayış bugüne kadar, “Suriye’de Amerika ve Rusya’yı denklem dışında bırakan bütün politik yaklaşımların ve analizlerin bir kıymeti harbiyesinin bulunmadığını, dolayısıyla Türkiye’nin bölgeye iliÅŸkin geliÅŸtireceÄŸi dış politika stratejilerini bu aktörleri de dikkate alarak geliÅŸtirmesi gerektiÄŸini” söyleyenleri ‘üst aklın piyonları’ olarak göstermeye özel bir gayret sarfetti.
 
***
 
Son birkaç ayda yaşanan savrulmalar gösterdi ki, eğer durduğunuz yerde sağlam durursanız, her sabah başka bir eksene savrulanlar da sonunda aynı istasyona bir şekilde uğramak zorunda kalabilirler.
 
Demek ki jeopolitik gerçekliÄŸi ve küresel aktörlerin dış politika hedeflerini yeterince dikkate almadan, her ÅŸeyi ‘üst akla’ havale ederek sorunları çözmek her zaman mümkün olmuyormuÅŸ.
 
Ä°ÅŸin esası, Türkiye bölgesel politikaları konusunda bütün kartlarını ABD ve Rusya’ya yatırmadan da yeni bir maliyet analizi yaparak kendi opsiyonlarını geliÅŸtirebilir. Bizzat sahada yaÅŸanan geliÅŸmeler gösterdi ki, ABD ve Rusya’nın Türkiye’nin Suriye’ye iliÅŸkin hassasiyetlerini ve özellikle de güvenlik kaygılarını anlamasını beklemek çok da gerçekçi deÄŸil.
 
Galiba Türkiye olarak “Amerika’nın Suriye’de ne iÅŸi var” gibi ayakları yere basmayan söylem ve analizlerden çok, kendi gücümüz ve kapasitemizle gerçeklik arasındaki makasın açılmasına izin vermeden kendi stratejik yönelimlerimize odaklanmamız gerekiyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.